Kurumsal

Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği

Yeryüzünde insanlığın tarih sahnesine çıktığı andan itibaren insanoğlunun serüveni; gerek bireysel ve gerekse de toplu olarak bir kimlik oluşturmak ve onun etrafında istikrarlı birlikler kurmak arayışı ile geçmektedir. Bireyin zorluklara göğüs gerebilmesi ya da yaşam düzeyini daha da yükseltebilmek için nasıl çevresi ile birlikte hareket etmesi gerekiyor ise aynı durum daha büyük talepler için kapsamlı oluşumlar için de gereklidir. İster bireyin kendisi ister millet açısından meseleye yaklaşalım, öncelikle bir kimliğin oluşması ve bunun etrafında çekirdeği kaplayan diğer yapıların yerleşmesi ile ancak sağlıklı çalışmaların yapılması mümkün olabilmektedir. Bireysel kimlik veya kolektif kimlik oluşumunda kültür ise ana omurgayı üstlenen değerlerden en önemlisi olarak düşünülebilir. Kültür, kimliğin oluşumu sürecinde ortak acılar, sevinçler ve hedefler üzerinde yükselen bir toplumsal kurumdur. Kültür veya kolektif bellek kimliğin, kimlik de milletin temelini oluşturmaktadır. Milli kimliğin oluşmasında başat rol oynayan kültürel değerleri korumak kadar onu geliştirerek sürekliliğini sağlamak da bir o kadar önemlidir. Kültürün oluşumu, devletin oluşumunu devletlerin oluşumu ise zamanla soy, tarih, kültür, dil, hedef, gibi alanlarda kimlik birlikleri bulunan ya da paydaş olduğu yeni yapıların doğmasını zaruri kılmaktadır.

 

 

Dünya üzerinde egemen ulus devletlerin inşa edilmesi ve uluslararası dünya düzenine bunların hâkim olması ile birlikte 19. Yüzyılın başından itibaren milletler arası kuruluşların teşekkül etmesini zorunlu kılmıştır. Ülkelerin; uyum, ortak kullanım, yardımlaşma, savunma, işbirliği gibi alanlarda doğan ihtiyaçlarını karşılamak ve dünya düzeninde kaosun doğmasına mahal vermemek için oluşan uluslararası yapılar zamanla daha da gelişerek bu günkü halini almıştır. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO, Avrupa Birliği gibi günümüzün etkin yapıları bu ihtiyacın neticesinde doğarak günümüzdeki haline evrilmiş teşkilatlardır. Bu yapıların kendince bazı görevleri yapması dünya düzenin doğurduğu birtakım ihtiyaçları karşılarken bazılarında ise yetersiz kalması neticesinde devletlerin bölgesel, dilsel, kültürel veya tarihi kökleri üzerinden yeni birlikler kurmasına ihtiyaç doğurmuştur. Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği de böyle bir ihtiyacın Türk Dünyası üzerinde belirmesi ile yola çıkmıştır.

Dünyanın çok çeşitli bölgelerinde yaşayan tarihin değişik dönemlerinde farklı bölgeleri yurt tutup bağımsızlıklarını kabul ettiren Türk kültürü ve dilini konuşan milletlerin oluşturduğu Türk Dünyası’nın 16. Yüzyıldan itibaren tarihi ve coğrafi nedenler ile birbirleri ile irtibatı zayıflamaya başlamıştır. Bu durum 19. Yüzyılın sonlarına kadar devam etmiş, 20. Yüzyılda ise ortaya çıkan gelişmeler Türk Dünyası’nın bir birine daha da yaklaşmasına; eğitim, kültür, ekonomik ve uluslararası alanlarda işbirliği geliştirip önemli konularda birbirlerini desteklemesine imkân vermiş, hatta bunu zorunlu kılmıştır.

Türk soylu milletlerin, akraba toplulukların ve Türk kültürlü devletlerin bir araya gelmesi, dilde fikirde ve işte birlik şuurunun yüzlerce yıl önce atılan tohumlarının bir meyvesi olarak algılanmalıdır. Gaspralı İsmail Bey, Ziya Gökalp, Zeki Velidi Togan, Mustafa Kemal Atatürk, İsa Yusuf Alptekin, Ebulfeyz Elçibey, Cengiz Aytmatov, Dr. Sadık Ahmet gibi fikir ve devlet adamların emek ve gayretleri ile bu düşüncenin zihinlerde kök salması sağlanmış ve Türkler arasında işbirliği, yardım ve ortak proje geliştirme noktasında meyvelerini vermeye başlamıştır. Türk soylu milletlerin kültür açısından bir araya gelmelerinde eğitimin ve eğitimcilerin rolü, gelecek nesilleri inşa eden meslek grubu olması bakımından çok özel bir öneme sahiptir. UAESEB çatısı altında bir işbirliği ve çalışma ortamı oluşturmak Türk Dünyası’nın kendisini tanıma ve gelecek adına vizyon belirlemesi noktasında bir zaruret teşkil etmektedir.

Bu durumun tespit edilerek böyle bir zorunluluğun olduğunu ortaya koyan geçmişte ve bu gün Türk devletlerinin fikir adamları ile bilge yöneticilerinin varlığı şüphesiz ki bizler için en büyük şans olarak görülmelidir. Türk Dünyasının stratejik ve akılcı bir biçimde bir araya gelerek ete kemiğe bürünmesinde şüphesiz en büyük paylardan biri Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Äbişulı Nazarbayev’e aittir. Türk Dünyasının bir araya gelmesinde 1991’den buyana göstermiş olduğu üstün hizmetlerinden dolayı Türk Dünyası’nın Aksakalı’ı ünvanı ila anılmaktadır. Geçtiğimiz Kasım ayında yayınlanmış olduğu “Büyük Bozkırın Yedi Yönü” isimli makalesinde sadece Kazakistan vatandaşlarının tarihi ve ulusal bilincini uyandırarak pekiştirmeyi amaçlamamış bunun yanında tüm Türk Dünyasının uyanarak bütünleşmesine de bir ivme kazandırmayı amaçlamıştır. Türk kimliğine dikkat çekerek Türk Dünyasıyla olan bağların güçlendirilmesine yönelik önemli konulara işaret etmektedir. Sayın Nazarbayev, Kazakistan Devlet Televizyonu’nda katıldığı bir programda “Büyük Bozkırın Yedi Özelliği” makalesini neden yazdığı kendisine sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Bizim çocuklarımız ‘Siz nereden çıktınız?’ diye sorulduğunda doğru dürüst cevap veremiyor. Bizim büyük bir tarihimizin olduğunu gençlerimizin bilmesi gerek. Tarihimize bakarken Sakalardan başlamak gerek, Hunlardan başlamak gerek, ulu Türk Dünyasından başlamak gerek! Bu makaleyi gençlerimiz bunları bilsin diye yazdım, demiştir.

Bu şuurla Türk devletlerini yöneten bilge liderler tarafından Türk Dünyasında çok önemli faaliyetlere imza atan resmi kurumlar oluşturulmaya başlanmıştır. Türk Dünyasında kurulan ilk resmi organizasyon merkezi Ankara’da bulunan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı – TÜRKSOY olmuştur. TÜRKSOY’un ardından merkezi Bakü’de bulunan Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 21 Kasım 2008’de ve merkezi İstanbul’da bulunan Devlet Başkanları seviyesindeki Türk Konseyi 3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile kurulmuştur. 2-3 Ekim 2009 tarihlerinde Nahcivan’da yapılan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi’nde Türk Dilli Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin kurulmasını Sayın Nazarbayev teklif etmiş ve oy birliğiyle kabul edilmiştir. Türk Dünyası içerisinde çatı kuruluşu Türk Konseyi, TÜRKPA, TÜRKSOY yanında resmi olarak kurulan merkezi Astana’da bulunan Türk Akademisi ile merkezi Bakü’de bulunan Türk Kültür ve Miras Vakfı da kurulmuştur.

Bu kuruluşların yanında Türk Dünyası’nın eğitim ve bilim hizmet kolunda çalışan yani gelecek nesilleri yetiştiren Eğitim çalışanlarının meslek örgütü sendikalarının veya derneklerinin bir üst çatısı, iş birliği de yardımlaşma kapısı, ortak akıl ve fikir alış verişi yapısı olarak Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği kurulmuştur. 2006 yılında Türkiye Eğitim Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen), Azerbaycan Tahsil İşçileri Azad Hemkarlar İttifakı, Kazakistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası, Kırgızistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası yöneticilerinin kararı ile kurulmuştur. 2006 Yılında başlayan resmi kuruluş işlemleri süreci, 3335 Sayılı Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre, Bakanlar Kurulu’nun 24.02.2014 tarih ve 2014/6069 sayılı kararı ile tamamlanmıştır. Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği’nin merkezi Ankara’da bulunmaktadır. Süreç içerisinde Birliğe Kosova Türk Öğretmenler Derneği, Kıbrıs Türk Memur Sendikası, Makedonya Ufuk Derneği, Irak Türkmen Eğitimciler Öğretmen Örgütü, Romanya Türk Tatar Kökenli Öğretmenler Derneği ve Özbekistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası da UAESEB’e dahil olmuş, böylece Birliğin faaliyetleri on ülkeye yayılmıştır. Birlik eğitim çalışanlarının çalışma hayatına yönelik sorunların çözümü noktasında ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine göre çözüm üretme, iş birliği sağlama, ortak projeler ve gelecek ön gösterimleri üzerine çalışmalar yapmaktadır. Bunun yanında eğitim ve kültür alanında ortaklıkların pekişmesi gayesi ile toplantılar, bilimsel kongreler düzenlemektedir. Bu gaye ile Uluslararası Hakemli dergiler başta olmak üzere çeşitli yayın faaliyetleri de gerçekleştirmektedir. 2006 yılından beri yapmış olduğu yıllık olağan istişare toplantılarında almış olduğu tavsiye kararlarını yayınlamaktadır.

Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği’nin kuruluş felsefesine uygun olarak kendisine şu amaçları belirlemiştir. Üye kuruluşlar arasında ekonomik, sosyal ve teknik alanlarda karşılıklı işbirliğini geliştirmek, birlik üyesi kuruluşların karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımıyla, eğitim çalışanları arasında dayanışmayı sağlamak. Çatısı altında bulunan eğitim teşkilatlarının bulundukları ülkelerde, insan haklarının kullanımı ve demokratik hakların gelişmesine katkı sağlamak, eğitim hizmetlerinin yaygınlaşması ve kalitesinin artırılması için gayret sarf etmek, eğitim çalışanlarının içerisinde bulunduğu çalışma şartlarının ve istihdam politikalarının iyileştirilmesine katkı sunmak olarak öne çıkmaktadır. Bunun yanında başka uluslararası örgütlerle işbirliği içinde bulunarak dünya standartlarında sendikal örgütlenmenin, bütün üye ülkelerde yerleşmesi için çalışmalar yapmak, devletlerin sürdürdüğü ortak kültürel, bilimsel ve sosyal girişim ve faaliyetlere destek vermek; bu amaç doğrultusunda, ulusal ve uluslararası projeler hazırlayarak Hükümetlere sunmak olarak amaçları ifade edilebilir.

Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği’ne üye sendikaların bir eğitim çalışanları kuruluşu olması bakımından bu birliğin ayrı bir önemi olduğu değerlendirilebilir. Çünkü bizim gelecek nesillerimizi inanç, azim ve kararlılıkla yetiştirecek olan bu kadrolardır. Türk Dünyası’nı eğitim, kültür ve manevi olarak beslemek ve onları Türk Dünyası’nın manevi mimarlarının izinde yürütmek hepimizin geleceği için son derece önemlidir. Türk Dünyas’ının kültürel ve manevi mimarları denildiğinde de en başta Dede Korkut, Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmud, Hoca Ahmet Yesevi, Ahmet Yükneki, Mevlana, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Genceli Nizamî, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Evran, Ali Şir Nevai, Fuzulî,  Köroğlu, Karacaoğlan, Mirza Fethali Ahundzade, Abay Kunanbayulu, İsmail Gaspıralı, Elekber Sabir, Mehmet Âkif Ersoy, Ziya Gökalp, Mağcan Cumabayulu, Bahtiyar Vahapzade, Muhtar Avezov, Hüseyin Cavid, Ârif Nihat Asya ve Cengiz Aytmatov isimleri ilk akla gelenlerdir.

Ekonomik, ulusal, iktisadi ve sanayi gibi her türlü gelişmeyi kültürel birikim ile desteklemediğimiz sürece bu işbirliğinin kalıcı olması mümkün görülmemektedir. Kurulmuş olan sivil ve resmi organizasyonların artarak devam etmesi en büyük gayemizdir. Böylece daha köklü bağlar ve daha sağlam iş birlikleri kurularak bugün için Batı’da Balkanlardan başlayıp, Doğu’da Büyük Okyanus’a, Kuzey’de Kuzey Buz Denizi’nden başlayıp, Güney’de Tibet’e kadar uzanan yaklaşık 11.2 milyon kilometre karelik bir alanı kaplayan Türk Dünyası coğrafyası farklılıkları ve ortak değerleri ile daha mutlu, daha gelişmiş ve bilim alanında çağ atlamış bir tabloya dönüşebilir inancı ve gayesi ile UAESEB çalışmalarına devam etmektedir.